Hiç inancınızdan vazgeçmek, pes etmek istediniz mi? Hangi nedenden olursa olsun. Belki soğudunuz, belki hayal kırıklıkları, bazılarının ikiyüzlülüğü, sorunlarınızın yığılması. Belki dünyadaki haksızlıklar, adaletsizlikler, başta olmaması gerekenlerin işin, ailenin, ülkenin, kilisenin başında olması; çocukların, kadınların, yoksulların sürekli ezilmesi, istismarı. Belki imanınıza aldığınız tepkiler, belki sırf hayatın yorgunluğu. Belki de yanıtsız kalan dualar, işittiğinizi sandığınız yanılgılar, ve belki Tanrı’nın sessizliği. Vazgeçme isteğine götürebilecek neden çok.
Bu paylaşımın başlığı Yuhanna 6: 67-69’dan alıntıdır. İsa’nın çetin ve anlaması güç sözlerinden sonra birçok öğrencisinin onu izlemeyi bırakması üzerine İsa onikilere “siz de mi ayrılmak istiyorsunuz” diye soruyor. Bunun üzerine Simun Petrus “Rab, biz kime gidelim?” diye yanıt veriyor ve ardından, anladığınca, kalma nedenlerini söylüyor: “Sonsuz yaşamın sözleri sendedir. İman ediyor ve biliyoruz ki, sen Tanrı’nın Kutsalı’sın.”
Yukarıdaki ‘belki’lerin bir kaçını yaşamış olabilirsiniz, ya da garanti veririm yaşayacaksınız. Ben yaşadım, yaşıyorum. Ama o “ben kime gideyim” sorusuna gelince gidecek başkası, daha iyisini bulamadım, hayal bile edemedim. Kilise ya da yaşam tarzından pes edip köşeme çekilmek cazip gelmiştir, gelebiliyor; ama Rab’den başka yere gitmek cazip gelmedi, hiç olmadı, olamadı.
Tanrı’nın İsa ile planı: Tanrı beden alıp gelecek, bir de üstüne çarmıhta ölecek, dirilecek – akıllara saçmalık. Ama bir o kadar da muhteşem. Hayallerimize bile giremeyecek kadar inanılmaz bir plan. İnanılması gerekilen inanılmaz plan.
İnanılması ile Tanrı ile tanışıp yaşamaya kapı açan ve sonsuzluğa anlam katan inanılmaz plan. Dargınlık ve isyanlarımız karşısında vazgeçmeyen lütufkar plan. Kafaları ve yürekleri en yoğun sislerde kaybolan biz ‘şaşkın’ çocukların, Tanrı’nın eteğine tutunarak yürümeye devam etmesini sağlayan ümit planı. Bizi bir yere ve çok iyi bir yere götüren büyük sevgi planı.
Evlerimize insanlar çeşitli nedenlerle gelir, hastalık ya da bir sebepten ayıp olmasın diye gelenler; ev ve siz hakkında meraklarını gidermek için gelenler; bir işleri düştüğü için gelenler vs.. Bir de sizi sevdikleri, sizinle olmak istedikleri için gelenler, yani sizin için gelenler var. İsa bu son grupta.
İmmanuel, Tanrı bizimle. İnsanlığın ‘Tanrı varsa nerede?’ haykırışına yanıt. Ancak gelip bizimle olması bile istenmedi. Tanrı Sözü, İsa, beden alıp doğmadan önce bile dışlandı. Meryem’in hamileliği saklanmak zorundaydı, piç damgasını yemeye ramak kalmıştı ve doğması için bir ev, bir han, bir oda bile verilmedi.
İnsanoğlu çok acımasız. Hatta bir kadın için hem zor hem de olağan üstü olan hamilelik ve doğumda bile. Nice genç kız hamile diye evden kovuluyor, kürtaja veya bir sokakta doğum yapmaya itiliyor. Bazıları erkek doğurmadı diye hor görülüyor, bazılarının bebekleri öldü denilerek satılıyor. Böyle bir dünyaya Tanrı bebek olarak gelme cesaretini gösterdi. Nasıl bir plan, nasıl bir sevgi bu?
Biz kime gidelim?
Biz, her şeyi göze alıp bize bizim için gelene gidelim.
İsa’nın gelişi/doğuşu kutlamanız kutlu ve esenlik dolu olsun, evleriniz ve hayatlarınız O’nun hoş kokusu ile dolsun.