İsevi olan ünlü yazar (örn. Narnia öyküleri) ve düşünür C.S. Lewis’in sevdiğim bir çok sözü var, biri de Twitter hesabımda kullandığım şu sözüdür: “Sonunda teslim oldum ve Tanrı’nın Tanrı olduğunu itiraf ettim (I gave in and admitted that God was God).”
Şubat 1972’de bir gün bir yatağın kenarında oturmuş düşünüyordum. Son 5-6 aydır İncil’i pür dikkat okumuş, bazı İsevilerle konuşmuş, bir kaç toplantıya katılmıştım; ama aklımla yüreğim çatışma içindeydi. Bir çizginin üstünde duruyordum. Yüreğim “evet gerçek ve Tanrı burada” diyordu, aklım ise “hayır, emin olamazsın, hem sen Türksün olmaz” diyordu. O yatağın kenarında otururken göğsüme sanki birinin eli basarken içimden de bir ses soru soruyordu, “teslim oluyor musun?”. İman etmemiştim ama bir şekilde biliyordum, bu Yaradan’ın seslenişiydi. Belki bir dakika kadar sessiz geçti ve “tamam teslim oluyorum” diyebildim, sadece üç kelime. Bir saat sonra bir tren yolculuğuna çıktım, camdan doğanın çok güzel olduğu bir bölgeyi hayranlıkla izlerken “Baba her şeyi ne güzel yarattın” dediğimi hatırlıyorum. Bir saat önce Tanrı’ya ‘Baba’ diyemezdim.
Her birimiz farklıyız ve kendimize has deneyimlerden geçerek Rab’be geliyoruz. Ama sonuçta hepimizin yaptığı bilinmeyene, emin olamadığımıza teslim olmaktır. İman bu. Adım attığımızda gözle göremediğimiz birinin bizi tutacağı ümidi ile kendimizi ‘güven’ boşluğuna bırakıyoruz. Ve orada sadakatle bizi tutan bir Tanrı ile tanışıyoruz.
Bu dünyanın standartlarında teslimiyet her şeyi kaybetmek, bir esaret, bir küçük düşme, bir onur yitirmedir. Kulluk, köleliktir.
Halbuki Rab’be teslim olduğumuzda bizi özgür kılan, bize sonsuzluğu ve evreni veren bir Tanrı çıkıyor karşımıza. Tanrı’nın işleri şaşırtıcı ve hamdolsun ki O’nun yolları bizim yollarımız gibi değil!
Nitekim Eski Ahit’de Tanrı’ya kulluktan bahsederken Yeni Ahit’e geldiğimizde İsa, “Artık size kul demiyorum. Çünkü kul efendisinin ne yaptığını bilmez. Size dost dedim. Çünkü Babamdan bütün işittiklerimi size bildirdim” diyor (Yuhanna 15:15).
İsa gibi olmaya kendimizi teslim ediyoruz. Bunun olabilmesi için Tanrı’nın Kutsal Ruh’una teslim oluyoruz. Değişmeye, yenilenmeye teslim oluyoruz. Sonsuzca var olan Tanrı’nın egemenliğine, o değerler ve yapıya teslim oluyoruz. Adalete, doğruluğa, sevgiye, merhamete, lütufa, iyiliğe teslim oluyoruz.
Bunlara teslim olmak ister veya istemeyebilirsiniz, her konumda Rab sevgisiyle size merhamet etsin; ama ben ve ev halkım Rab’be teslimiz (Yeşu 24:15).